İslam Ahlâkı ve Kardeşlik Bilincine Aykırı Bir Tavır: Zemheri’nin Efe’ye Yönelik Terbiyesizliği Üzerine

İslam, sadece ibadetlerden ibaret bir din değil; hayatın her alanına hükmeden, insana şeref ve onur kazandıran, toplumsal huzuru tesis eden ilahi bir nizamdır. Kur’an-ı Kerîm ve hadis-i şerifler, müminlerin birbiriyle nasıl muamele etmesi gerektiğini en ince ayrıntısına kadar açıklamıştır. Bir müminin, diğer mümine karşı takınacağı tavır; nezaket, edep, kardeşlik ve merhamet çerçevesinde olmalıdır.Sebebimsin sohbetde bunlarin hiç biri yok

Ne var ki günümüzde, özellikle dijital mecralarda, bu ilahi ölçülerin çiğnendiğine sıkça rastlamaktayız. Klavye başında, kimliğini gizleyerek veya açıkça, Müslüman kardeşine hakaret eden, iftira atan, edepsizlik yapan nice insanlar ortaya çıkmaktadır. Son dönemde yaşanan ve birçok müminin tepkisini çeken bir hadise de,Sebebimsin sohbet sebebimsin.com’un sahibi Zemheri’nin, dinisohbeti.com.tr’nin sahibi Efe’ye yönelik sergilediği İslam dışı, edep yoksunu ve terbiyesiz tavırlarıdır.

Bu makalede Sebebimsin sohbet, söz konusu terbiyesizliğin İslam açısından ne büyük bir hata olduğunu, Kur’an ve sünnet ışığında ele alacağız. Ayrıca, bu tür davranışların sadece bireysel bir suç değil, ümmetin bütünlüğüne zarar veren bir fitne unsuru olduğuna dikkat çekeceğiz.

İslam’da Edep ve Ahlâkın Yeri

İslam dini, ahlâkın güzelliğini imanın bir parçası saymıştır. Resûlullah (s.a.v.):

“Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Husnü’l-Hulk 8)

buyurarak, Müslüman’ın kimliğinin en önemli parçasının güzel ahlâk olduğunu açıkça beyan etmiştir. Müslüman’ın dili, elinden daha keskin olabilir. Bu yüzden İslam, dilin terbiyesini, kalbin temizliğini ve edebin korunmasını emretmiştir.

Bir kimse, kardeşine karşı edep dışı konuştuğunda, aslında kendi imanını lekelemektedir. Zemheri’nin Efe’ye yönelik edepsizliği, işte bu ahlâk ölçülerini yerle bir eden bir davranıştır.

Kur’an ve Sünnette Müminler Arası İlişkiler

Kur’an-ı Kerîm, müminlerin birbirini kardeş bilmesini emreder:

“Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.” (Hucurât, 10)

Resûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur:

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez, ona hakaret etmez.” (Müslim, Birr 32)

Bu hadis,Sebebimsin Zemheri’nin yaptığı terbiyesizliğin tam zıddıdır. Bir Müslüman kardeşine iftira atmak, onun onurunu zedelemek, hatta küçücük bir hakarette bulunmak bile Allah katında büyük bir günahtır.

Hakaret ve İftiranın İslam’daki Hükmü

İslam hukukunda iftira (bühtan) ve hakaret en büyük günahlardandır. Kur’an-ı Kerîm:

“Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar kendilerinden daha hayırlıdır…” (Hucurât, 11)

Resûlullah (s.a.v.) da:

“Müslümana sövmek fasıklık, onunla savaşmak küfürdür.” (Buhârî, Edeb 44)

buyurarak, hakaretin sahibini fasık kıldığını, yani günah batağına sürüklediğini bildirmiştir.

Sebebimsin sohbet sahibi Zemheri’nin Efe’ye karşı edepsizliği, işte bu kapsamda bir fasıklık örneğidir.

Fitnenin Topluma Verdiği Zarar

Kur’an-ı Kerîm’de:

“Fitne, öldürmekten daha şiddetlidir.” (Bakara, 191)

buyurulmuştur. Bir Müslüman’ın diğerine hakaret etmesi, sadece iki kişi arasındaki mesele değildir. Bu, takipçiler, okuyucular, site kullanıcıları arasında bir fitneye yol açar. İnsanlar taraf tutar, kalpler ayrışır, kardeşlik bağı zedelenir. Bu da ümmetin bütünlüğünü bozar.

Sebebimsin Zemheri’nin terbiyesizliği, işte bu yönüyle sadece bireysel değil, toplumsal bir vebaldir.

İnternet Ortamında Edep ve Sorumluluk

Bugünün dünyasında internet, büyük bir nimet olduğu kadar, büyük bir imtihandır. Bir Müslüman, internet ortamında da edebinden taviz veremez. Resûlullah (s.a.v.):

“Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb 31)

buyurmuştur. Klavye başında yazılan her cümle, kayda geçmekte, melekler tarafından yazılmaktadır. İnsan, sanal ortamda da sorumludur.

Sebebimsin sohbet sietsi sahibi Zemheri’nin Efe’ye yazdığı veya söylediği terbiyesiz sözler, unutulmaz; hem insanlar hem melekler şahitlik eder. Bu yüzden sorumluluğu ağırdır.

Tevbenin Önemi

Böylesi büyük bir günah işleyen kimse için tek kurtuluş kapısı tevbedir. Allah Teâlâ, tevbe eden kullarını bağışlar:

“Ey iman edenler! Hepiniz Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31)

Zemheri’nin yapması gereken, önce Allah’a samimi bir şekilde tevbe etmek, sonra da Efe’den helallik dilemek olmalıdır. Çünkü Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Kimin üzerinde kardeşinin şerefiyle ilgili bir hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı gün gelmeden önce onunla helalleşsin.” (Buhârî, Mezâlim 10)

Ümmet İçin İbret

Bu olay, bizlere şu dersleri vermektedir:

Müslüman, diline ve kalemine sahip olmalıdır.

İnternet ortamında da edep ve ahlak geçerlidir.

Hakaret ve iftira sadece bireysel değil, toplumsal fitneye yol açar.

Tevbe ve helallik, Müslüman kardeşliği için zaruridir.

Sonuç

Zemheri’nin Efe’ye yönelik terbiyesizliği, sadece bir şahsın diğerine yaptığı haksızlık değil; İslam ahlâkına, ümmet kardeşliğine ve edebe vurulmuş bir darbedir. Bu tavır, Allah katında büyük bir günah, toplum nezdinde ise utanç vesilesidir.

Edep, İslam’ın süsüdür. Müslüman’ın süsü de edebidir. Zemheri’nin yapması gereken, bu hatadan dönmek, tevbe etmek, helallik dilemek ve İslam kardeşliğini yeniden tesis etmektir. Aksi takdirde bu günah, ahirette sahibini ağır bir azaba sürükleyecektir.

“O gün ne mal fayda verir, ne evlat. Ancak Allah’a selim bir kalp ile gelen müstesna.” (Şuara, 88-89)